Günlük hayatımızda ürettiğimiz verilerle zenginleşen internet şirketleri ve teknolojinin gücüne dair eleştirel tartışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu verileri farkına bile varmadan, Facebook ya da Instagram ve Whatsapp platformları gibi sosyal ağlara cep telefonumuzla bağladığımızda biz üretiyoruz. Gözetleme kameralarının sensörleriyle dolu kentlerde ve kırsal bölgelerde adına “tarım 4.0” denen kontrol biçimlerini dijitalleştiren bu endüstriyel tarım şirketlerince haritalandırılmış topraklarda veri üretmeye devam ediyoruz.
Verinin kendisi sermaye haline geldi. Şirketleri ve devletleri bir araya getiren kitlelerin gözetlenmesi işi, sistemin kârı artırma mantığının parçasıdır. Yaşam tarzımız o halde satılabilecek ve sınırsızca erişilebilen bir ürün, bir metadır. Facebook ve Bayer-Monsanto başlangıçta farklı sektörlerde faaliyet gösterseler de ortak noktaları kullandıkları dijital teknolojilerin şeffaflıktan uzak olmasıdır: topladıkları verilerin ne olduğunu, nasıl kullandıklarını, kimin yararına sattıklarını tam olarak bilmiyoruz. Fakat biliyoruz ki onlar bu yolla para kazanıyor ve kontrol alanlarını genişletiyorlar.