Dünya Kadın Yürüyüşü Uluslararası Komitesi 7-8-9 Mayıs’ta Kazdağlarıi Balıkesir, Türkiye’de ilk iç eğitimini gerçekleştirdi. 3 gün süren eğitime Türkiye Koordinasyonu ev sahipliği yaptı. Türkiye Koordinasyonun da katılımıyla gerçekleşen eğitime 33 kız kardeşimiz katıldı.
Bu eğitimin ilk gününde Dünya Kadın Yürüyüşü’nün dipten gelen feminizm mücadelesinin 25 yıllık kollektif tarihi tartışıldı. Ayrıca katılımcılar, 25 yıllık tarihimizdeki dönüm noktalarımızı politik bağlam, ilkeler ve değerler, kolektif olarak oluşturulan temel belgeler, gerçekleştirilen uluslararası eylemler ve Dünya Kadın Yürüyüşü’nün uluslararası yapısı ile birlikte gözden geçirdiler. Uluslararası komitenin, ulusal koordinasyonların ve sekretaryanın hareketin inşası sürecindeki rolleri ve sorumlulukları tartışıldı. Katılımcılar eğitimin ilk gününde Uluslararası Feminist Örgütlenme Okulu (IFOS) koordinatörü Sandra Morán’ın deneyimlerini de dinledi.
Eğitimin ikinci gününde ise DKY hareketinin inşası tartışıldı. Kendimizi politik özneler olarak nasıl inşa ettiğimizi, hem mesajlarımızın yayılması hem de mücadele alanlarımıza daha fazla üye kazandırmak açısından iletişimin hareket inşası sürecindeki rolünü, iletişimde yorumun rolünü ve dil adaletini birlikte tartıştık ve öğrendik. Küresel hareketler arasındaki ilişkileri derinleştirmek amacıyla katılımcılar La Via Campasina’dan (Çiftçinin Yolu) Morgan Ody ve Friends of the Earth International’dan (Uluslararası Dünyanın Dostları) Emma Jayne’in videolarını izlediler. Ayrıca Uluslararası Halklar Meclisi’nden (IPA) kız kardeşlerimiz de mücadeleleri paylaşmak ve ittifaklarımızı güçlendirmek için eğitime katıldılar.
Eğitimin 3’üncü gününde Türkiye Koordinasyonu üyesi Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Balıkesir İvrindi Gökçeyazı Köyü’nde madenciliğe karşı mücadele eden kadınlara dayanışma ziyaretinde bulundu. Topraklarının, havalarının ve sularının zehirlenmesini istemeyen kadınlar köyleri için taleplerini paylaşırken, uluslararası komite üyeleri de kendi deneyimlerini aktardı. Birikim ve kâr mantığı dünyanın her köşesinde toprak işgallerine, madencilik faaliyetlerine, müştereklerin metalaştırılmasına, emek sömürüsüne, şiddete ve militarizasyona yol açıyor. Ardından tüm dünyada dayanışmamızı güçlendirmek için neler yapılabileceği tartışıldı.
Türkmen Dağı’nın Üstü Altından Değerlidir!”
